Love's Mischief RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Love's Mischief RPG

Kalabalığın sesine kulak ver. Karanlığın orada olması an meselesi.
 
AnasayfaKapıLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Yaratık Alımları

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Ysebel Moore
Ravenclaw V. Sınıf
Ravenclaw V. Sınıf
Ysebel Moore


Mesaj Sayısı : 101
Kayıt tarihi : 17/05/12

Yaratık Alımları Empty
MesajKonu: Yaratık Alımları   Yaratık Alımları AakahcC.tesi Mayıs 19, 2012 7:10 pm

    Adı / Soyadı:
    Rpg Deneyimi:
    Irk:
    Örnek Rol Oyunu:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Emmett Cullen
Vampir
Vampir
Emmett Cullen


Mesaj Sayısı : 16
Kayıt tarihi : 24/05/12
Nerden : Camiiden tabii ki din kardeşim.

Yaratık Alımları Empty
MesajKonu: Geri: Yaratık Alımları   Yaratık Alımları AakahcPerş. Mayıs 24, 2012 8:51 am

Emmett Cullen
4-5 sene
Vampir

Dışarıdaki yağmurlu hava içini serinletiyordu. Sanki yıllardır su görmemiş çatlak sarı toprakların suya kavuşması gibi. Burada şatosunda duramazdı böyle içeriye tıkılıp bir ev hayvanı gibi duramazdı. Duvarlar üzerine doğru geliyordu. Sanat harikası duvarlar zihnimin içinde dönüyor düşüncelerimi boğuyor Ricardinho'yu ölüme sürüklüyordu(!) Kendi kendine gülümsedi, ölüme sürüklenmek... Ona o kadar yabancı bir kelimeydi ki ölüm, lafını duyunca bile dilini bilmediği yabancı bir turistle karşılaşan insanın ne yapacağını bilemediği gibi bir hali olurdu. Çünkü vampirler ölmezdi, vampirler hızlıydı, vampirler güçlüydü. Düşünceler beyninin her sinir hücresinde dolanırken başındaki sancıyı artırıyor onu delirmeye doğru sürüklüyordu. Şuan bir kalbi olsa herhalde çoktan durmuş yada belli belirsiz atmaya başlardı. Sinirleri iyice gerilmişti. Bir şekilde sinirini bir yerden çıkartmalıydı. Gözleri etrafı tararken az önce ona ızdırap çektiren duvarları fark etti. Ve hızlı bir şekilde oraya varıp duvara sert bir yumruk geçirdi. Çıtırtılar, toz ve kırık parçaları etrafa yayılırken onun canı hiç acımamıştı. Doğru ya vampirler dayanıklıydı! Ard arda yumrukları duvara yapıştırırken çıkan her bir çıtırtı beyninin içine işliyor onu rahatlatıyordu. Sonumda hıncını aldığında nefes nefese değildi çünkü nefese ihtiyacı yoktu. Bunları daha fazla düşünmek istemiyordu. Bir anda aşağıya bir sürü asker yağdı. Hepsinin elinde silahlar odada yabancı birini arıyorlardı en sonunda duvara geçmiş elini gördüklerinde çatık kaşlarınıda gördüler ve korkmuş olacaklar ki hemen yukarı tekrar çıktılar. Dışarı çıkmalıydı, etrafında koruma olmadan, bunalmadan normal bir vampir gibi.
...

Rüzgar eserken vücudundaki tüm katillik hormonları bir süreliğine iflas bayrağını çekiyordu. Bedenine çarpan sert rüzgar elbisesinden içeri doluşuyor fakat o bunun verdiği serinliği hissedemiyordu. Çünkü o vampirdi ve üşümezdi. Ama diğer duyu organları çalışıyordu. Havayı kokladı derin yağmur kokusu geceyi beraberinde getirirken güneşin gün içindeki mesaisinin bittiğinide işaret ediyordu. Bu koku o kadar güzeldi ki saatlerce burada kalabilirdi. Değişik çam ağaçları, sümbül ağaçları ve çamur kokusunu içinde barından rüzgarı ve yağmurun kokusu onu iyice huzura erdiriyordu. Diğer kişiler ona delimi bu dercesine bakıyor garip garip süzmeye devam ediyorlardı. Kim olduğunu bilseler elini öpmek için birbirleriyle yarışırlardı herhalde. Gülümsedi, aldırmadı. Yerde birikmiş sulara basarken çıkan ahenkli sese gökyüzündeki şimşek ve yıldırımların seside eklenince Bethoven'ın konserinden daha ahenkli bir ses ortaya çıkıyordu. Yağmur sulara değdikçe yukarıya doğru sıçrayan damlacıklar tekrar yerine geri dönüyor etrafa hoş bir şıpırtı sesi veriyordu. Kokuyu içime çekerken birden gözlerini kırmızıya boyayan vücudundaki avcılık hormonlarını harekete geçiren farklı bir kokuya rastladı. Burun deliklerinden içeri girerken gözleri iyice kırmızıya boyanıyordu. Kokunun geldiği yöne hızlı adımlarla ilerledi. İlerlerken paçasının ıslandığını gördü fakat aldırmadı çünkü vücudunun her yeri öyleydi. Koku dahada yoğun gelmeye başladığında kokunun ait olduğu yere geldiğini fark etti ve kafasını biraz daha yukarı kaldırdığında mekanın adını gördü 'Kırmızı Şelale Cafe' kanın daha fantastik bir şekilde adlandırılmış haliydi ama sonuçta kan yine kandı. İçeriye girdi tiz bir çan sesi içeriyi doldururken kapının acı bir şekilde gıcırdamasını bekledi ama olmadı anlaşılan her şeye özen gösteriyorlardı. İçeriye adımını attı altındaki sert tahtadan çıkan tak tak tak sesi adımlarının bir işaretiydi. Harika bir şekilde dizayn edilmiş bir yerdi burası. Ortalarda güzel ve büyük bir şekilde duran şaşalı bir tabut ve etrafında kurukafalar ve kırmızı mumlar yanıyordu. Etraf kırmızılar içerindeydi ama ne şaşırtıcıydıki göz zevkini bozmuyordu. Perdeler, duvarlar her yer kırmızıydı. Gerçekten uğraşılmış bir yerdi burası. En kuytu köşede bir yere geçti oturduğunda koltuğun için gömülürken kan kokusuda içine çekmeye devam ediyordu.

Eli otomatik olarak mönüye gitti kapağı açtığında gördükleri karşısında şaşırdı, kanı hiç bu kadar güzel bir şekilde sunamazlardı. Kararını vermişti garsona seslendi hızlı adımlarla yanına vardığında hazır ol vaziyetinde bekleyip "Buyrun efendim ne arzu ederdiniz" dediğinde hiç düşünmeden yanıtladı "Bir bardak iceblood ve yanında ufak kanlı atıştırmalıklar" dedi gülümseyerek. Garsonda aynı tepkiyle ona yanıt verdi ve elindeki kağıdı karaladıktan sonra gözden kayboldu. Hiç uzun sürmemişti geri dönmesi elindeki tepside iceblood ve bir sürü atıştırmalıklar vardı. Ricardinho elini bardağa uzatıp içindekine baktı mükemmel görünüyordu. Ağzının suyu olsaydı akmıştı şuan bir an önce dudaklarına değdirmek istedi gümüş işlemeli gri bardağı. İstediğini yaptığında bardaktaki ısı hiçde kötü gelmemişti. Vampirlere rahatlık için ellerinden gelenleri yapıyorlardı. Kanı yudumladığında serinlik boğazından içeri akarken midesine oturuşunu hissetti bütün vücudu serinlemişti. İlk defa böyle bir his yaşıyordu. Bardağı kırmızı, camdan masaya koyduğunda kapının sesini duydu. İster istemez gözü ulaştığında çok güzel bir bayanı görmüştü. Gözlerini ondan alamazken kandan daha çok bir şeyleri arzuladığımı hissetti. İçini yakan alevleri kısa bir süreliğine söndüren bayanında ona gözlerini diktiğini fark etmesi biraz zaman almıştı. Gülümseyerek hoşgeldiniz işareti yaptı ve hemen garsonu çağırdı aklında bir plan vardı aslında. Garson geldiğinde "Şuradaki bayanı görüyor musun? Ona bir not ve iceblood götürmeni isteyeceğim" dedi ve bir kağıt alarak notu yazmaya başladı 'Sevgili adını bilmediğim güzel ve çekici bayan. Bu notu neden ve nasıl yazdığımı bilmiyorum. Herhalde beynimin bir zorlamasıdır. Eğer göndereceğim içeceği kabul ederseniz ve masama gelirseniz onur ve şeref duyarım. İmza: Gizli Olmayan Hayranınız.' dedi ve garsona verdi bu sırada bardağından bir yudum daha aldı...

(Karşılıklı bir rpgden aldığım rpg'mdir. Kanıt isterseniz kanıtlabilirim.)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Ysebel Moore
Ravenclaw V. Sınıf
Ravenclaw V. Sınıf
Ysebel Moore


Mesaj Sayısı : 101
Kayıt tarihi : 17/05/12

Yaratık Alımları Empty
MesajKonu: Geri: Yaratık Alımları   Yaratık Alımları AakahcPerş. Mayıs 24, 2012 9:11 am

Rütbeniz veriliyor.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Yaratık Alımları
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Kaçak Alımları
» Profesör Alımları
» Bakanlık Alımları
» Sanatçı Alımları
» Hogwarts Çalışanı Alımları

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Love's Mischief RPG :: Karakter ve Roleplay Dünyası :: Belirsizlik Vadisi :: Meslek Seçimi-
Buraya geçin: