Candice Lestan Gryffindor IV. Sınıf
Mesaj Sayısı : 2 Kayıt tarihi : 27/05/12
| Konu: -- Candice -- Paz Mayıs 27, 2012 4:41 pm | |
| Karakter Adı ve Soyadı: Candice Lestan Karakteristik Özellikleri: Başlıca özellikleri;eğlenceli,sevimli,söz dinlemeyen,fevri ve aşırı derecede macera ve bela tutkunu oluşudur.Aynı zamanda bazen umursamaz olabilir. Fazlasıyla cesur ve belaya düşkündür.Gerekli yada gereksiz büyük tehlikeler ve risklerden hoşlanır. Arkadaşları arasında sevilen biridir.Pek çok dostu vardır. Güvenilir ve yardım severdir.Herhangi birini kurtarmak için,tanıyor olsun yada olmasın her durumda kendi hayatını tehlikeye atabilir.Bu durum pek çok kez kendini büyük tehlikelerin içinde bulmasına neden olur. Sevimli tavırlarıyla toplumda sevilen biridir.Yanında sıkılmak mümkün değildir.Sürekli sevecen ve muzip bir havası vardır.Gergin bir ortamı hemen yumuşatabilir. Aile Geçmişi: Henüz aile kurgusu belirlemedim. Örnek Rol Oyunu:- Spoiler:
Pencereden,yağan yağmuru izlerken gözlerinden bir çift yaş daha süzüldü.Acısı kelimelerin anlatamayacağı kadar büyüktü.Kalbini yerinden söküldüğünü hissederken vücuduna ardı arkası kesilmeyen bıçaklar saplanıyor gibiydi.İlk ve tek aşkını kaybediyordu.Muhteşem siyah saçlarını ve uyumlu buz mavisi muhteşem gözlerini bir daha göremeyecekti.Düşündükçe ağlaması şiddetleniyor,kalbi daha çok acıyordu.Gözlerinde biriken yaşları sildikten sonra kendini tutamadı,hıçkırarak ağlamaya başladı.Yaşadığı acılar büyük gelmişti ona o küçücük yaşında.Elinden hiçbir şey gelmiyordu.Oturup onu kaybetmeyi yediremiyordu kendine.Gözünde neredeyse yaş kalmadığında güçlükle nefes alıyordu.Astımın habercisinin karşısında tepki vermeden yerde oturmaya devam etti.O an ölmekten daha iyi bir fikir düşünemiyordu.Hayat genç kız için Nicholas’tan ibaretti.Başka birini düşünemiyordu.Düşünmek istemiyordu.Kalbi sadece ona ait olmuştu ve öyle kalacaktı.Göğüs kafesinden gelen bir acıyla titredi.Güçlükle aldığı nefes azalıyordu.Her seferinde daha zorlaşırken kısa bir süre sonra hiç alamayacağının farkında olarak yere uzandı.Dünyada onun olamayacaksa,şayet öbür dünya dedikleri yer varsa onunla olacaktı.Bundan da emin olamıyordu genç kız.Tanrı’ya inanıp inanmadığını bilmiyordu.Belki de durumunu en iyi anlatacak tanım var olduğunu ummaktı.Sığınabileceği bir kapının olması gibi istiyordu Tanrı’nın varlığını.Varlığına ihtiyacı olduğu için.Her zaman güçlü olmaya çalışmaktan yorulmuştu.Hayatın zorluklarıyla doğduğu anda annesinin gitmesiyle başlamıştı.Gücünü aldığı ablasının eve ayda yılda bir uğramasıyla dayanma isteği ve kaynağı da kalmamıştı artık.İçi tarifi imkansız bir acıyla dolarken zihinsel değil fiziksel olduğunu anladı.Nefes alamıyordu,ölecekti ama bunu umursamıyordu.Havanın özlemiyle haykıran ciğerlerini yok sayıp sevgilisini düşündü.Ağzından küçük bir mırıltı çıktı.
’’Seni seviyorum Nicholas.’’
Yakıcı bir acıyla uyandı.Bütün vücudu ağrıyordu.Gözleri kapalıydı ama ışığın yandığını anlamıştı.Kendini zorlayarak gözlerini hafifçe açtı.Karşısında gözlerinden endişe ve korku okunan ablasını gördü.Gözlerini açtığını gördüğünde hızlı bir hareketle kıza sarıldı.Bir süre sonra geri çekildiğinde ise gözlerinden yaşlar süzüldüğünü fark etti.Çok endişelendiği belliydi.Onu teselli edecek bir söz bulamıyordu.Sözcüklerin yeterli olacağını sanmıyordu.Ölmeyi istediği inkar edemezdi ama ablasının bu hali içini acıtmıştı.Müthiş bir suçluluk duygusu benliğini kaplarken ablasının titreyen,kısık sesini duydu.
‘’Bunu bana nasıl yapacaktın Agnes,kendine nasıl yapacaktın?’’
Kız verecek bir cevap bulamıyordu.Ablası,Vanessa, onu herkesten iyi tanırdı.Ne yapmak istediğini anladığını düşündü genç kız.Bir açıklaması yoktu Agnes’ın.Söyleyebileceği tek söz aşkı için olduğuydu.Cevap vermek için ağzını açtığında ablasının ağlamaklı yüz ifadesi gördü.Suçluluk duygusu iyice artmıştı.Biricik ablasını üzdüğü için nefret etmişti kendinden.Onu rahatlatacak bir şeyler söylemek isterken gerçekler döküldü ağzından.
’’Nicholas olmadan ben de olamam.’’
Vanessa’nın üzgün yüz ifadesi yerini öfkeye bırakmıştı.Onu hem bu kadar üzüp sonrada kızdırdığı için ağlamak istiyorken kendine hakim oldu.Ablasının ne düşündüğünü biliyordu.Bunun konuşmasını birçok kez yapmışlardı.Aşkı için serseri ve işe yaramaz demişti ablası.İnanmak istememişti söylediklerine.Birbirlerini sevdiklerine inanıyordu.Bunu biliyordu.Bin bir tane düşünce aklına hücum etmişken Vanessa’nın sesi duyuldu.
‘’O gidiyor Agnes.Kabullen artık.Seni terk etti ve sonsuza kadar gidecek.’’
Ablasının söylediği sözün gerçekliği üzerine içinde tuttuğu göz yaşları birer birer süzüldü narin yanaklarından.Bütün duyguları karmakarışık olsa da acı belirgin bir şekilde kendini gösteriyordu.İçinde dalgalar halinde yükselen acıyla sarsılıyordu.Başına saplanan ağrıyla daha fazla ağlamaya başlamıştı.Bütün acısını dışarıya vuruyordu sanki.Biriktirdiği bütün üzüntüler,kızgınlıklarla birlikte dışarıya akıyordu.Ablasının elini ı-omzunda hisseti.Başını kaldırdığında kızgınlığının yerini anlayış ve sevginin ele geçirdiği ablasını gördü.Tek kelime etmeden ona bakarken ablasının sesini duydu.
‘’Onu son kez görmek istiyor musun?’’.
Kelimeler kızın beynin içinde dans ediyordu.Son kez kısmını tamamen silerek onu görmeye odaklanmıştı.Nicholas’ı görmek,ona sarılmak,onu hissetmek…Hayallere ve anılara sürüklemişti kızı.Cevap verecek duruma gelmek için çaba sarf ederek neredeyse fısıltıyla soruyu yanıtladı.
‘’Evet.Yaşamaktan daha çok.’’
Karanlık sokakta uçarcasına hızlı bir şekilde ilerliyordu.Yağmurun altında sırılsıklam olmaya aldırmayarak koşuyordu.Düşünebildiği tek şey Nicholas’tı.İncecik vücudunun izin verdiği,elinden geldiği kadar hızlı koşarak ona gidiyordu.Geç kalmış olmaktan korkuyordu genç kız.Ağlamaktan yorgun düşmüş vücuduna fazlasıyla yükleniyordu koşarken.Dakikalar sonra aşkının evinin önündeydi.Siyah bir arabaya binmek üzereyken gördü sevgilisini.Koşarak yanına gitti.Şaşkınlıkla kendisine bakan genç adamın kolundan tutarak konuşmaya başladı.Delici mavi gözlerinin altında ezildiğini hissediyordu.
‘’Seni seviyorum.Lütfen gitme.Lütfen.’’
Devamını getiremeden sustu.Gözlerinden süzülen yaşlar yağmur damlalarına karışıyordu.Cevap vermek yerine kızın üzerindeki beyaz sade elbiseyi inceliyordu genç adam.Kendisinin hediye ettiği elbiseyi.Belli etmese de onunda kalbi ağrıyordu.Kızı ilk gördüğü andaki gibi seviyordu.Gözlerinden anlamıştı bunu Agnes.Aradan ne kadar zaman geçtiğini bilmiyordu.Çocuğun masmavi gözleri arasında kaybolmuştu.Bir anda onun sesi duyuldu.Uğruna ölmek istediği ses.
‘’Artık senin için ben diye bir şey yok.Unutmalısın.Hayatına devam et’’
Kolunu kızın elinden kolayca kurtarıp onu bekleyen arabaya doğru koşup kendini içeriye attı.Arkasından öylece kalakalmıştı genç kız.Giden arabanın arkasından bir tepki veremiyordu.Arabadan iz kalmayıncaya kadar izlemeye devam etti.Dakikalar sonra hiç kıpırdamadan durmaya devam ediyordu.Sonunda bacakları daha fazla dayanamayınca yere düştü.Acısı o kadar derindi ki ağlayamıyordu bile.Yağmur bütün hızıyla devam ederken ceketinin içine sakladığı bıçağı çıkardı.Tereddüt etmeden kalbine sapladı.Etraf kararırken yağmur suyuna karışan kanı görebiliyordu.Ölüm ruhunu ele geçirirken son bir söz çıktı ağzından.
''Hoşça kal sevgilim.''
| |
|
Ysebel Moore Ravenclaw V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 101 Kayıt tarihi : 17/05/12
| Konu: Geri: -- Candice -- Paz Mayıs 27, 2012 4:49 pm | |
| | |
|