Ysebel Moore Ravenclaw V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 101 Kayıt tarihi : 17/05/12
| Konu: Profesör Alımları C.tesi Mayıs 19, 2012 7:04 pm | |
| Karakterin; Adı / Soyadı: Rpg Deneyimi: İstenilen Mevki: Örnek Rol Oyunu: | |
|
Aaron Broflovski KSKS Profesörü
Mesaj Sayısı : 52 Kayıt tarihi : 27/05/12 Yaş : 28 Nerden : Yalovamsı.
| Konu: Geri: Profesör Alımları Paz Mayıs 27, 2012 5:04 pm | |
| Aaron Broflovski Rpg Deneyimi: 5,5 yıla gidiyoruz, aheey. İstenilen Mevki: KSKS Profesörlüğü. Örnek Rol Oyunu: Barbara Elvfsie efem. | |
|
Ysebel Moore Ravenclaw V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 101 Kayıt tarihi : 17/05/12
| Konu: Geri: Profesör Alımları Paz Mayıs 27, 2012 5:07 pm | |
| | |
|
Aaron Broflovski KSKS Profesörü
Mesaj Sayısı : 52 Kayıt tarihi : 27/05/12 Yaş : 28 Nerden : Yalovamsı.
| Konu: Geri: Profesör Alımları Salı Mayıs 29, 2012 3:52 pm | |
| Şimdi tekrar buraya yazma isteğimin sebebi, Slytherin Bina sorumlusu olmak istemem efendim. Saygılar, sdfghjkl | |
|
Aphrodis Audrey Phyllis Slytherin V. Sınıf | Yönetici
Mesaj Sayısı : 94 Kayıt tarihi : 18/05/12
| Konu: Geri: Profesör Alımları Salı Mayıs 29, 2012 5:17 pm | |
| Tüm profesörler seçildikten sonra bina sorumlulukları dağıtılacaktır.
| |
|
Alewndra Nadezhda Sihir Tarihi Profesörü
Mesaj Sayısı : 3 Kayıt tarihi : 30/05/12
| Konu: Geri: Profesör Alımları Çarş. Mayıs 30, 2012 7:44 pm | |
| Adı / Soyadı: Alewndra Nadezhda. Rpg Deneyimi: 4 yıl. İstenilen Mevki: Sihir Tarihi Profesörü. Örnek Rol Oyunu: lleana Stauss. | |
|
Aphrodis Audrey Phyllis Slytherin V. Sınıf | Yönetici
Mesaj Sayısı : 94 Kayıt tarihi : 18/05/12
| Konu: Geri: Profesör Alımları Çarş. Mayıs 30, 2012 7:46 pm | |
| | |
|
Chelsea Palahniuk Tılsım Profesörü
Mesaj Sayısı : 6 Kayıt tarihi : 03/06/12
| Konu: Geri: Profesör Alımları Paz Haz. 03, 2012 10:47 am | |
| Karakterin;
Adı / Soyadı: Chelsea Palahniuk
Rpg Deneyimi: Dört buçuk yıl.
İstenilen Mevki: Tılsım Profesörü
Rol Oyunu: Sevgili Clariss,
Akrep bazen, yorgunluktan tükenmiş, uyuklayan bir ev cini mızmızlığıyla tamamlıyor turu. Bir saat, tek bir saat sonsuz bir zaman dilimi gibi yayvan, suratıma yapışıveriyor ve saniye sayacının hafif tıkırtısı kulaklarımda bir davul gümbürtüsüne eş bir yankı buluyor. O vakit, “Zamanı geldi.” (Daima böyle mırıldanırım.) diye fısıldıyorum ve kalkıyorum yerimden. Renkleri farklı bir avuç kapsüle bakarken bir beş dakika daha geçiriyorum ve sonra bu mutada uygun mekanik hareketlerle ağır ağır yutuyorum ilaçları. Uyku hapları, sakinleştiriciler… Daima mahmur, zihni karmakarışık ben, kendi dünyamdan binlerce düşünce mili, somut manada tek bir asa mesafesi, bir avuç uçuş tozu kadar uzaklıktayım. Fakat evime, Godric’s Hollow’a dönmeye cesaretim yok. Sebep olduğum felaketle yüzleşmekten korkuyorum çünkü. Ağaçların anası meşeden yapılma, otuz buçuk santim, Anka teleği, işlemeli asam, bir çekmecede; insanların birbirlerine doğum günü armağanı olarak verdikleri herhangi bir süslü çubuktan farksız, işlevsiz, öylece duruyor. Bense kitaplarım ve ilaçlarımla sıradan bir Muggle yaşamı sürdürmeye çalışıyorum. Her sabah ekmeğimi almak için fırına gidiyorum – yürüyerek gidiyorum fırına - evimi saatlerce çalışarak temizliyorum. Saçlarım artık kırmızıya dönüşmüyor. Mora ve diğer renklere de. Clar, Clar! Nefret ettiğin “tekdüze”lerden biri oldum ben. Gerçi, öyle olmasam dahi, benden nefret etmemek için pek az nedene sahipsin.
Dünyamdan bana kalan yegane şey, duvardaki hareketli tablo. Efsanevi Orta Çağ ressamlarından Griselda Grinsberg’e ait: Kral ve Maiyeti. Evin içinde saatten başka ses çıkaran tek şey bu tablo. Kral, sürekli bağırarak emirler yağdırıyor. Yetmiş santimetrekarelik hükümdarlık zeminine sığmayacak devasa emirler. Asıyor, kesiyor… Özgürlükçü – aktivist cadılardan olan Griselda, nasıl olmuş da böyle despot bir kral tasarlayabilmiş? Şaşıyorum. Clariss, konudan konuya atladığım için bağışla beni. Fakat zihnim öyle dağınık ki. İlaçlar yüzünden. Tuhaf tedavi yöntemleri var Muggle’ların. Bir adamın karşısına oturup bir saat kadar dert anlatıyorsun ve o hep kafasını yukarı aşağı sallıyor. Noellerde masalara konan büyücü maytaplarından çıkan minik oyuncaklar gibi, Ve sen ona bir saat başını salladığı için şu tuhaf Muggle paralarından veriyorsun. Bir sonraki hafta aynı drama tekrar sahneleniyor ve daha sonraki haftalar da. Derken, yapmacık, beş çayı muhabbetlerinin kötü birer kopyası
bu seanslara bağımlı hale geliyorsun. Bu dişli çarklar kadar muntazam ve bir o kadar sıradan hayat tarzı, kimliğinde açılan her deliği yamarken, uyumsuz fakat bütün olmanın buruk tadı kalıyor damağında. Ne var ki, bu buruk mutluluğun mayhoş aroması, ağzımdaki kan tadını bastırmaya yetmiyor. Ölüyorum Clariss. Aldığım her nefesin bedelini müthiş ağrılarla ödenmemden biliyorum. Her sabah biraz daha bitkin ve umursamaz uyanmamdan biliyorum. Yine de ölüm, yaşamaktan daha az ürkütücü ve Tanrı – elbette – ölünesi bir hayat yarattı. Bunu bilmek beni rahatlatıyor. Kalan saniyeleri saymak bu yüzden daha az korkutucu ve bu yüzden saatin, ölüm çığırtkanı bir çanınkine benzeyen tik – takları daha katlanılır. Üstelik ben, ölümüm yaklaştıkça, yıllarca uzak kaldığım dünyama adım adım yaklaştığımı hissediyorum. Çünkü ben bir katilim ve silahı ister bir Browning yahut Magnum isterse bir asa ve bir dizi lanetli söz olsun, her katil öldürdükten sonra, kendinden evvel maktulden nefret eder. İşte Muggle ve büyücünün yollarını düğümleyen ironik sapak! İşte böyle Clariss. Herkes aynı şekilde öldürür ve herkes aynı şekilde ölür. Stiller farklı da olsa, ölüm ve öldürme eylemleri pratikte aynıdır. O yüzden bu iki noktada Muggle ya da büyücü, ne fark eder?
Davetini kabul edemediğim için üzgünüm ama kararım net. Burada kalacağım. Ömrümün son günlerini özlediğim o küçük kasabada, sizinle geçirirsem ölüm beyazlığını yitirecek ve kan rengine çalacak ufkum. O zaman ölümden böyle sakin bahsedemeyeceğim Clariss. Dehşete düşeceğim, korkacağım. Evet ben bir korkağım Clariss. Ben öldükten çok sonra Nora’ya:
“Tuhaf bir annen varmış!” diyecekler.
“Hayır.” Diye cevaplayacak.
“Korkak bir annem vardı.”
Ve?
Optimist bir üslupla: “Hayatının sonuna kadar mutlu yaşadı.”
Realist bir üslupla: “Sıradan bir hayat sürdü ve öldü.”
Hayatım kızım için bu cümlelerden fazlası olmayacak. Ona iyi bak Clariss, ona korkak değil yorgun, çok yorgun bir annesi olduğunu söyle. Ona annesinin bir kaçık değil bir hayalperest, bir kaçak değil bir mülteci olduğunu anlat. Ejderhanın Cevheri’ni unutmansa sakın izin verme! Ona de ki: “Ejderhanın masalını unuttuğun gün, koyun prensin çiçeğini yiyecek!” Ona aynen böyle söyle. Masalı asla unutmayacaktır. Kendine iyi bak, benim küçük Clar’ım. “Makul uzunlukta”, güzel bir ömür sür ve…
“İyiyle kötüyü bilme ağacından sakın yeme. Çünkü, ondan yediğin gün kesinlikle ölürsün.”
Sevgiyle…
Ablan Beatrice
| |
|
Ysebel Moore Ravenclaw V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 101 Kayıt tarihi : 17/05/12
| Konu: Geri: Profesör Alımları Paz Haz. 03, 2012 6:18 pm | |
| | |
|